harika bir donus

Harika Bir Dönüş Sizlere bir süre önce gönderdiğim anımdan sonra bir daha anı göndermeyi düşünmüyordum. Fakat geçenlerde seraplarla ankara’da yaşadığımız olayı serap’ın yazmasından sonra beni bilenlerin “daha sonra ne oldu”, “neler yaptın gibi” sorulara maruz kalınca sizlere hayatımdaki en güzel yaşadığım olayı anlatmak istedim. İnsan başlangıçta lezbiyenliği heves yada merak için başlıyor fakat ilerleyen zamanlarda (buna olgunluk zamanı diyebiliriz) bir tutku, bir yaşam biçimi olarak algılamaya başlıyor. İşte bu yaşadığım olay da heves zamanından olgunluk zamanına geçişimi anlatıyor. Artık lezbiyen ilişkiyi bilinçli olarak ve daha olgun bir şekilde yaşamak istiyor insan. Sadece azgınlık içeren grup seks partileri yada internetten günübirlik arayışlar içerisinde olmak belli bir süre bayağılıktan öteye gitmiyordu. Neyse konuyu daha fazla uzatmadan yaşadığım ilk olgun ilişkiye geçmekte fayda görüyorum. Bilindiği gibi on dokuz mayıs yaklaşıyor ve bizler de liseliler olarak bu bayramda görevliyiz. Tüm liselerden gençler bir futbol sahasında sabahtan akşama kadar çalışmalar yapıp bayrama hazırlanırlar. Bende lisemize verilen mizansen içerisinde görevliyim. Bir gün böyle çalışmalara giderken bir kızı gördüm önce bir rus bayan zannettim zira fiziği, inceliği, güzelliği, zarafeti, teni aynı rusları andırıyordu. Uzun boylu sarı düz uzun saçlı renkli gözlü beyaz göbeği açık body ve polar kırmızı eşofmanı harika bir kızdı anlayacağınız. İşte o ana kadar hiçbir kıza hissetmediğim kadar yoğun duygular hissetmeye başladım. Fakat bu kızın çevresinde pervane olan erkekler vardı. Ve her yanıyla heteroseksüel olan bir kızı erkeklerden koparıp marjinal olan bir ilişkiye sürüklemek çok zor olacaktı. Biz buna literatürde imkansız diyoruz. Çeşitli numaralar ile bu kıza yaklaşmalıydım ve bunu kimseye çaktırmadan yapmalıydım. Bir süre öğlen aralarında ve dinlenme molalarında ona yakın bir yerlere oturdum. O kendi okulundaki kızlarla oturuyordu. İçlerinden birisi benim arkadaşımdı ama onunla da fazla samimiyeti yok gibiydi. Onun için onu kullanarak gitmek pek hayırlı olmayacaktı. Çalışmalar esnasında bana çok yakın bir yerde duruyor olmasına rağmen bir türlü tanışamamıştık. Derken bir gün oldukça sıcak olan çalışma alanımızda hemen önümde bayıldı kaldı. İlk koşamlar arasında ben vardım. Hemen onu gölge bir yere çektik, arkadaşları da (özellikle sülük erkekler) koştular geldiler. Hemşire gelip bir şey koklatıp ayılttı. Ona su, ayran, yoğurt ne varsa getirmişlerdi hemen. Hemşire fazla “rahatsız etmeyin birisi dursun başında” deyince hemen ben atıldım “ben kalırım yanında” dedim. Diğerleri de bunun üzerine bir süre sonra ayrıldılar yanımızdan. Peşinde koştuğum kız şimdi kafasını kucağıma koymuş boylu boyunca yatıyordu. Uyurken bir başka güzel olmuştu, melek diyebilirdik ona. Yaklaşık yarım saat uyumuştu kucağımda bu arada ben ipek saçlarını okşuyordum. Bir süre sonra kendine gelmeye başladı, neler olduğunu sordu bende bayıldığını ben onu buraya getirdiğimi uzun süre yanında beklediğimi söyledim. Teşekkür etti, çok mahcup oldu. O günden itibaren çok iyi arkadaş olmuş, çabuk kaynaşmıştık, sırlarımızı paylaşır olmuştuk. Bir gün arkadaşlarla ertesi gün çalışmalardan sonra denize gideceğimizi benimde gelmemi istediğini söyledi, memnuniyetle karşıladım. Ertesi gün çalışmalardan sonra hazır bulundurduğumuz bikinileri giyerek konyaaltı plajına gittik. Bikini ile onu görünce kafayı yemek üzereydim nasıl oldu da üzerinde atlamadım o gün bilemiyorum. Denizden sonra dolmuş duraklarına doğru hep beraber yürüdük. Arkadaşlarının dolmuşları gelmiş benimki daha gelmemişti. Bana “vaktin varsa bize gel hem yıkan hem de üzerini değiş ıslak ıslak hasta olacağız” dedi. Evi yakınmış bu fırsatı kaçıramazdım hemen kabul ettim. Evleri gerçekten çok yakınmış ev boştu kimse yoktu yani o ve ben kalmıştık. Ben ilk olarak duşa girdim o da salonda mayosuyla bekliyordu. Baktım banyoda havlu yok fırsat bu fırsat diyerek ıslak ve çırılçıplak bir şekilde salona geçip “kusura bakma havlu yok bir havlu verebilir misin?” dedim. Afallamış bir şekilde ve dikkatlice bana bakarak dudakların sadece “tabi” sözcüğü dökülebildi. İçeriden bir havlu alıp bana verdi ve biraz önce oturduğu yere tekrar geçti. Bana hayranlıkla ve meraklı gözlerle bakıyordu. Bense havluyla kendimi okşarcasına kuruluyordum adeta havluyla sevişiyordum. Sessizliği “kıskanılacak kadar güzelliğin var” sözü bozdu. Teşekkür edip çıplak görmesem de onun da fiziğinin oldukça hoş olduğunu söyledim. Daha sonra usulca giyindim. İlk günden onun aklına düşmek yeterliydi. O banyoya geçti bende onu bekledim biraz havadan sudan bahsettik ve ben müsaade isteyip giderken ertesi gün da denize gireceğimizi mayomu getirmemi söyledi. Ertesi gün o, ben ve iki kız daha denize gittik gene. Ama ben bilerek bikinimi getirmemiştim. Aklımda bir hınzırlık vardı çünkü. Bikinimi getirmediğimi görünce “neyse ben biraz yüzerim sonra kabinlerde değişiriz sen de yüzersin” deyince planımın tuttuğunu gördüm. Zira bir metrekarelik alanda ikimiz baş başa çıplak kalacaktık. O biraz yüzdü ve bana “hadi değişelim” dedi. Beraber kabinlere kadar gittik heyecandan ölmek üzereydim. Kalbim yerinden fırlayacak gibi oluyordu. Sonunda kabinlerde yüz yüze bakıyorduk. Sırtını dönüm bikininin kopçasını bana açtırdı. Bana dönüp göğüslerini fora etti. Aman tanrım! Bu ne diri ve güzel bir göğüstü. Oldukça diri, sert uçları hafif pembe belirgin göğüslerini sıkmamak için zor tuttum kendimi. Bu arada onun bikinisinin yanlardan bağlı iplerini çözüyordu benim yutkunurken bakan halimi görünce “aramızda ayıp yok değil mi” dedi. Bu soruya sadece kafa sallayabildim, nutkum tutulmuş konuşamıyordum. Benim soyunmamı da söyledi. Daha o bikinisini çıkarmadan ben altımda sadece külotumla kalmıştım. Bikinisinin altını da serbest bırakınca dudakları şişkin içe doğru pembe ve az kıllı vajinası ortaya çıktı. Ben vajinasına bakarken o benim külotumu sıyırıp benimkini de ortaya çıkarmıştı bile. O benim elbiseleri hızla giyinirken ben de verdiği bikiniyi giymiştim ama aklım hala onun çıplak halindeydi. Epey bir yüzdükten sonra eve gitme vakti gelmişti. Onunla birlikte eve gitme duş alıp elbiseleri orada değişmeyi teklif etti. İçimden bir ses onunla sevişebileceğimi söylüyordu galiba fırsat bu fırsattı. Eve vardığımızda önce benim yıkanmamı istedi. Yıkanırken elbiselerimi ve havlu ile bornozu kapının arkasına astığını söyledi. Banyodan çıktım ve o girdi banyoya bende banyodaki tuvalete girdim. Banyonun buğulu duşakabininden onun çıplak bedeni belli oluyordu. Ona bakarak tuvalette mastürbasyon yapıyordum ki onun bana seslenmesi ile kendime geldim. Ben tuvalette o banyoda sohbet ettik bir iki dakika. Sonra benden bornozu ve havluyu istedi ve kurulanarak banyodan çıkıp salona geçtik. Benden müsaade isteyip odasına geçti giyinmeye. Aklımda arkasından gitmek vardı ama çekiniyordum. Bir süre sonra altında kısa mavi kot etek ile askılı buz mavisi ve derin dekolteli bir body ile geldi. Hemen eve gidip gitmeyeceğimi sordu bende geç gitmemin bir sakıncası olmadığını söyleyip bir fikrinin olup olmadığını söyledim. Ailesinin en erken sekizde evde olacağını söyleyip hınzırca tebessüm ederek istersem ayıp filmler seyredebileceğimizi söyledi. Canıma minnetti bu fikir hemen kabul ettim. O en sevdiği porno filmi koydu vcd’ ye. Film oldukça genç olanların sevişme sahneleri ile doluydu. Liseli kızlar ve oğlanlar sevişiyordu. Arada bir o yorumda bulunuyordu “adamdaki mala bak”, “ ne kadar hızlı vuruyor be”, “kızın performansı harika” gibi oldukça heteroseksüel cümleler kuruyordu. Eh bende renk vermemek için onun dediklerini onaylıyordum. Yaklaşık tarım saat film izledikten sonra artık iyice azmıştım ve onu heyecanlandırmak için elimi külotumun içine sokmuş kendimi parmaklıyordum ki o “ya görmediğim şey mi ? Çıkar ya sen de rahat ol bende rahat olayım” dedi. Ben çıkarırken o da çıkarmış altı çıplak olmuştu bile. İkimizin de altında bir şey yoktu şimdi. Galiba bu iş olacaktı. Daha tanışalı on gün bile olmamıştı ama geldiğimiz konum gayet iyi bir yerdeydi. O “vallahi ben giyinik yapamam” deyip üzerindeki de fora edip çırılçıplak kaldı. Bende oldukça salak bir soruyla “neyi yapamazsın?” diye sorma aptallığında bulundum. O da “neyi olacak mastürbasyonu” dedi. Kafam sevişmeye gittiğinden sevişmek olarak anladığımdan yanlış anlamanın aptallığıyla kafa sallayabildim sadece. Bende çıplak kaldım ve mastürbasyon yapmaya başladık ikimiz yan yana. Bu olay bütün iyi arkadaşların yani kankaların aralarında yaptığı bir şeydir. Derken bizimki zevke gelmeye başladı fırsat bu fırsat deyip atıldım ve vajinasına yumuldum tam bızırını emiyordum ki bana “bu doğru olmaz lütfen” diyerek kafamı nazikçe ittirdi. Kabullenmek gerekiyordu ki istemiyordu ve ısrar etmenin bir manası yoktu. “Neyse daha fazla seyretmeyelim” deyip vcd’ yi kapattı. Tekrar çırılçıplak vaziyette yanıma oturdu. İkimizin de ağzını bıçak açmıyordu. Ne konuşuyorduk ne giyiniyorduk. Oldukça kötü bir durumdu bu. Sonra bana dönüp sessizliği bozdu “ağzında kıl kalmış galiba benim” diyerek tebessümle aldı. Bu söz üzerine dayanamayıp kahkahayı bastım o da bana eşlik etti. Gülerken bir de gaz kaçırınca gene kahkahalara devam ettik. Kahkahalar bitince gene somurtmaya ve sessizliğe devam ettik. Ben gitmem gerektiğini söyledim o da üzerine bir gecelik geçirip beni uğurladı. Kapıdan çıkarken son bir hamle yapıp yanaklarından öperken dudaklarını öptüm. Biraz yana çekildiğinden yarım yamalak bir öpüşme oldu. Bana “ısrar etme, galiba çok fazla görüştüğümüzden oluyor bunlar” dedi. Anlaşılan görüşmek istemiyordu asık bir suratla kafa sallayıp boynumu büküp evi terk ettim. Galiba bir daha buluşamayacaktık. İlerleyen günlerde birbirimizi görüyor hiç birbirimizin yanına gitmiyor hatta selam vermiyor, konuşmuyorduk bile. Bir iki gün böyle devam ettikten sonra bana gelerek “çıkışta beni bekle konuşmamız lazım “dedi. Bir şey diyemeden uzaklaşmıştı bile. Çıkışta beni bekliyordu ona görünmeden uzaklaşmak istesem de beni görüp kolumdan tuttu “buradayım gelsene” dedi. Benimle konuşmak istediğini söyledi. Meseleyi bildiğimden böyle ulu orta konuşmak istemediğimi söyledim. O da zaten evde konuşacağımızı söyledi. En doğrusu da buydu zaten. Beraber eve giderken bana onunla neden konuşmadığımı sordu. Bende ona o günkü olayla ilgili olduğunu utandığımı söyledim. Neyse evde konuşalım diyerek konuyu o anlık kapattı. Eve vardığımızda “sen duş alırken bende yiyecek bir şeyler hazırlayayım” deyip bana havlu ve bornoz çıkarttı. Banyomu hemen yapıp çıktım doğrusu merak ediyordum ne konuşacağını. Çıktığımda kahvaltı türü bir sofra hazırlamıştı. Daha çay olmadığından o “çay olana kadar bende bir yıkanayım çıkayım” dedi. O da oldukça hızlı bir şekilde çıkmıştı banyodan. Oturduk, kahvaltımızı yaptık. Bana o gün neden böyle olduğunu ve sonra neden görüşmediğimi sordu. Artık bende ona yemin verdirerek lezbiyen olduğumu söyledim. Ve onu çok beğendiğim için öyle bir durum olduğunu söyledim. Çok tatlı bir tebessümde bulundu. Aramızda şu konuşmalar geçti. O : o gün benim de kafam karıştı ben :nasıl karıştı? O : ne bileyim açıkçası yaptığından zevk aldım. Bu durumda ben de mi lezbiyenim. Ben : galiba eğilimin var bu konuya. O : İnan o günden beri o sahne aklımdan çıkmıyor. Peki nasıl anlarım lezbiyen olup olmadığımı? Mesela sen nasıl anladın. Bu sorular karşısında iyice terlemiştim. Bu zamana kadar hiç kimse böyle sorular sormamıştı. Ben : İstersen sofrada anlatmayayım salona geçelim orada anlatayım. O : tamam bende içecek bir şeyler getireyim. Bira olur mu? Ben: tamam olur. Salona geçtik. Ve karşılıklı koltuklara oturduk. O: evet dinliyorum. Nasıl lezbiyen olduğunu anladın? Ben: lezbiyen olduğunu sevişerek anlarsın. Seviştiğinde zevk alıyorsan lezbiyen olduğunu anlarsın, almıyorsan lezbiyen değilsindir. O: yani denemek gerek. Ben: evet ama güvenilir biriyle… O: mesela sen güvenilir birisi misin? Ben: evet güvenilir birisiyim. O: bak bu zamana kadar ben erkeklerle öpüşmenin ve okşamanın dışında hiç ileri gitmedim. Ve ilk ileri gidişim güvenilir birisi ile olmalı anlıyor musun. Lezbiyen ilişki aklımda yoktu ama aklıma düşürdün ve hiç olmazsa bir kere denemek istiyorum. 3-4 Saat süremiz var oldukça yeterli bir süre bu aramızda sır kalmak koşulu ile bunu denemek istiyorum seninle. Bak ikinci bir ilişkinin olacağına söz veremem bunu kabul ediyorsan yapalım yoksa unutalım gitsin. Ben: tamam sen hiç merak etme her şey istediğin gibi olacak sen rahat ol. O: nasıl olacak peki? Ben ne yapacağım? Ben: ben seni yönlendireceğim ama istersen lezbiyen bir film varsa getir onu seyredelim önce hem biraları da tazeleyelim. O: tamam geliyorum hemen. Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. Onun gelmesi bana sanki aylar yıllar geçmiş kadar uzun bir zamanı andırıyordu. Elinde iki şişe bira kağıt havlu, krem ve salatalık ile geldi. Ben: o salatalık niye? O: sokmayacak mıyız kendimize? Ben:yok ya onlar eskidi bende belden bağlamalı var eğer memnun kalırsan bir dahakine getiririm. O: tamam. Filmi koymuştuk seyrederken ikimizde soyunmaya karar verdik. Film gerçekten harika ve ateşli sevişme sahnelerini içeriyordu. Bu arada ikimizin bacakları birbirine değiyordu. Onun göğüslerini okşamaya başladım. Kalbi oldukça hızlı atıyordu. Korkmamasını söyleyerek dudaklarına bir öpücük kondurdum. Bir yandan da bir elimle göğüslerini yoğuruyor diğer elimle göbeğini ve bacak arasını okşuyordum. Öpüşme faslından sonra yüzünde kırmızılık oluşmuş tatlı bir tebessüm halindeydi. Bu sefer kulak memelerinden boynuna süzülüp oradan da göğüslerine ulaştım. Sert diri ve pembe uçlu göğüsleri heyecandan bir inip bir kalkıyordu. Bense bir sağ göğsüne bir sol göğsüne yumuluyordum. Bir müddet sonra onu kucağıma aldım. Yüzü bana dönük ve oldukça heyecanlıydı. Gözlerinin içine bakarak ve sevgi sözcükleri mırıldanarak göğüslerini okşuyordum. Kalçalarını okşamak için biraz kendime doğru çekince göğüsleri de ağız hizama geldi. Hem kalçalarını mıncıklıyor hem de göğüslerini emiyordum. Kalçalarını öyle bir ayırmışım ki parmaklarımın deliğinde gezdiğini hissettim. Parmağımı ıslatıp deliğine hafifçe bastırmaya başladım. Bir yandan göğüsleri yalanıyor diğer yandan parmaklanıyordu. O kadar çok güzel kalçaları vardı ki adeta onlara sarılmış bir vaziyette okşuyor yoğuruyordum. Artık bu duruma daha fazla dayanamamış ve boşalmıştı. Hiç ara vermeden onu kanepeye uzandırdım. Ayak parmaklarından başlayarak saçının teline kadar yaladım. Sonra oradan gene dudaklarına döndüm. Bu sefer iki parmağım da vajinasındaydı. bakire olduğunu bildiğimden nazik davranıyordum. Göğüslerine birer öpücük kondurup göbeğine oradan baldırlarına geçip biraz öpüp yaladıktan sonra o muhteşem kadınlığına geçtim. Bu arada bizim kız kendinden geçmiş bir vaziyette göğüslerini okşamaya ve aldığı zevkten inlemeye başlamıştı. Göz ucuyla da vcd’yi izliyordu. Dilimle vajinasının derinliklerine iniyordum. Sular akmaya devam ediyordu ve ben bir zerresini bile heder etme niyetinde değildim. Bir süre sonra dilimin yerini parmaklarım aldı. Önce tek parmağımı soktum çıkardım biraz rahatlayınca ikincisini de soktum. Ama parmaklarım vajinasının sıcaklığında yanıp kavruluyordu. Böylesini hiç görmemiştim. Harika bir dişiydi. Gelmeye yakın olduğu her halinden belli oluyordu. Hemen onun vajinasını kendi vajinama sürtmeye başladım. Zevkten resmen debeleniyordu. Kanepeyi kemirip duruyordu. Öyle bir boşaldı ki sanki iki kişilik diyebilirim. Bir müddet daha sürttükten sonra ben de boşaldım. O kadar zevk almıştı ki. Bana “hadi bende seninkini yalayayım”dedi. İlk gün için fazla yapma düşüncesinde değildim ama bu teklife de hayır diyemezdim. Kabul ettim. Bacaklarımı iki yana ayırdı. Kanepenin aşağısına diz çökecekti ki ona 69 yapmayı teklif ettim. Kucağıma ters oturdu. Şimdi ben onunkini o benimkini yalıyordu. Vajinasından akan suları arka deliğine bulayıp arka deliğini parmaklarken vajinasını yalıyordum. O da kendi çapınca acemice yalıyordu. Parmağımın şiddeti ve sayısı arttıkça yalamaları hızlanıyor adeta saldırıyordu. Bu arada bende zevkten kıvranmaya başlamıştım. İlk boşalan bu sefer ben olmuştum. Çok geçmeden o da boşalıp üzerime yığıldı kaldı. Kendine geldiğinde ilk sözü “bizimkiler hafta sonu denizli’ye düğüne gidiyorlar o aleti al da gece bizde kal” oldu. Sonra beraber banyoda biraz daha oynaşıp yıkandıktan sonra ben evin yolunu tuttum. Şimdi hafta sonunu iple çekiyorum. Gönderen: Selin

Bir cevap yazın